top of page
Yazarın fotoğrafıDeniz Değerli

Kaygılardan Uzaklaşmanın 10 Yolu

Sık sık kaygı duyan bir insansanız ve hedeflerinizi bir türlü gerçekleştiremiyorsanız bunun sorumlusu tam da bu kaygılarınızdır desem ne düşünürsünüz? İnandırıcı gelmiyor olabilir ama maalesef gerçek bu. İnsan ya hayallerini yaşıyordur ya da korkularını... Zihnimiz neye odaklanırsa onu büyütür, onu gerçekleştirmeye çalışır. Dolayısıyla sık sık hedeflerinizin kendisi yerine olmaması halinde yaşayacaklarınıza dair kaygılarınıza odaklanıyorsanız yarattığınız şey sadece daha da büyük kaygılar olacaktır. Motivasyonunuzun düşmesi ve yerinizde saymanız, hatta geri gitmeniz kaçınılmazdır.


Yolculuğa değil sonuca odaklı olmanız, en kötü senaryoyu bir türlü kabullenmemeniz, negatif düşünme alışkanlığı kazanmış olmanız, sık sık kendinizi başkalarıyla kıyaslıyor olmanız, aşırı mükemmeliyetçi olmanız, olumsuz duygularınıza izin vermeyip sürekli bastırmaya çabalıyor olmanız, hedeflerinizi ısrarla daha küçük ara hedeflere bölmemeniz ya da başka insanların sizinle ilgili söylediklerine fazlaca takılmanız ve hatta inanmanız kaygılarınızın sebepleri arasında yer alabilir. Önemli olan kaygıların zihninizde otomatik üretilen düşüncelerden kaynaklandığını kavramanız ve size verdiği zararı görüp bunları bırakmaya gönüllü olmanızdır. Kaygılara odaklandıkça zihninizin çalışma şekli gereği onlardan daha fazlasına sahip olmanız çok olasıdır. Kaldı ki o kaygılara odaklandıkça beyin kimyasalları da sizin kendinizi mutsuz hissetmeniz emriyle yola çıkarlar. Yetersizlik ve çaresizlik hissiyle motivasyonunuzu kaybetmeniz an meselesidir. Bu arada elbette kaygıların sebebi egzersiz yapmamak, kötü beslenmek, düzenli uyumamak, az su içmek gibi fiziksel nedenlere de bağlı olabilir.


Bir kaygı çeşidi daha var ki ben bunu diğerlerinden özellikle ayırıyorum. Artık almanız gereken kararı nihayet net bir şekilde almanızın ardından sizi bulunduğunuz noktada tutmak üzere birdenbire gelen kaygılar aslında iyiye işaret. "Sen kimsin ki?", "Kesinlikle batıracaksın.", "Bu çok büyük bir risk!", "İyi kötü bir düzenin vardı...", "Ya beceremezsen, rezil olursan?" gibi düşünceler zihninizi işgal ediyorsa muhtemelen hedefinize varmak üzeresiniz ve zihin size son kozlarını oynuyor. Zihnimiz iyi ya da kötü ayırmadan şu an mevcut durumumuz ve şartlarımız her ne ise onu korumak için elinden geleni yapar. Bunların onun son çırpınışları olduğunun farkındalığıyla bunlara gülümseyip kararlılıkla yolunuza devam ettiğiniz sürece hiçbir sorun yok. Ancak zihnimizin çalışma sistemini bildiğimiz halde bu oyuna gelirsek elbette yine yukarıda verilen örnekler gibi bu kaygılar bizi hedefimize çok yakın olduğumuz halde uzağa savurur.


Bizi mutsuz eden, motivasyonumuzu düşüren hatta ciddi hastalıklara davetiye çıkartan kaygılardan mümkün olduğu kadar uzak olabilmek için önerilerim;


1- Öncelikle o kaygıların varlığını kabul edin ve yarattığı o kötü hisse izin verin. Uzun süre kurban bilincinde kalıp o hissin içinde yaşamak kadar o hisleri inkar etmek de zararlı elbette. Ancak bir hissi ne kadar süre taşıyacağınız tamamen size bağlıdır. O kaygıları ve getirdiği duyguları kabul ettikten sonra mantıklı bir yaklaşımla yeniden düşünün; bu kaygımın gerçek sebebi ne ve gerçekten ortada ciddi bir sorun var mı... Çünkü çoğu zaman düşündüğümüz kadar büyük bir sorun yoktur. Kaldı ki düşüncelerimizin hepsi zihnimizde mevcut inançlarımıza ve tecrübelerimize dayalı olarak otomatik üretilir. Dolayısıyla sorgulanmaları ve hemen benimsenmemeleri gerekir.


2- Meditasyon ve nefes egzersizi yapın. Bu çoğunuza sıkıcı ve saçma geliyor biliyorum ancak özellikle büyük şehirde yaşayan insanların bu harala gürele içinde günde kendine 10 dakika ayırıp içine dönmesi kaygılarının azalması açısından da çok önemli. Meditasyon dediğimiz sadece nefesimize odaklanmak olabileceği gibi kundalini meditasyonları gibi çeşitli mantraları tekrarladığınız meditasyonlar da olabilir. İçinize hangisi siniyorsa, hangisi daha iyi geliyorsa onu tercih edin.


3- Egzersiz yapın. Kendinizi en iyi siz tanırsınız, size ne uyuyorsa onu tercih edin. Bir spor salonuna da gidebilirsiniz, kendiniz her sabah uzun bir yürüyüş de yapabilirsiniz. Ya da haftada birkaç gün yoga yapmayı tercih edebilirsiniz. Bedenlerimiz hareket halinde olmak üzere dizayn edilmiştir. Mutluluk hormonlarımızın seviyesini yükseltmek için düzenli hareket etmemiz şart.


4- Huzur vermeyen düşünceleri bırakma alışkanlığı kazanın. Kötümserliğin kimseye bir faydası olduğu görülmemiştir. Olmayanlara, eksiklere odaklanmak yerine olanlara ve olumlu şeylere odaklandıkça zihniniz size bunu ispatlamak üzere harekete geçecektir. Olumlu şeylere odaklanma alışkanlığını en kolay ağzınızdan çıkan sözlere dikkat ederek, çok negatif sözcüklerden ve sürekli şikayet edip, varsayımlarda bulunmaktan uzak durarak ve düzenli şükür egzersizi yaparak kazanabilirsiniz. Olumsuz düşüncelerden de benim kurguladığım "Zihin ile Münazara" ya da Byron Katie'nin ürettiği "The Work" gibi egzersizlerle uzaklaşabilirsiniz.


5- Akışa güvenin. Tam şu anda hiçbir sorun yoktur. Kaygılarımız çoğu zaman rasyonel değildir. Anı yaşayan, akışta bir insan olmak için gösterdiğiniz çaba size kaygısız bir yaşam olarak geri dönecektir. Geçmişte ya da gelecekte yaşayan biri akışta olamaz ve acı çeker. Şu ana ve neyin olmadığına değil olduğuna odaklanan, içindeki güce inanan bir insanın hayatı hızla istediği rotaya oturacağından akışa güvenmenin her zaman işe yaradığını kolayca fark edeceksiniz.


6- Yaşam tarzınızı yeniden değerlendirin. Sigara, alkol, uyuşturucu tüketimi ve sağlıksız beslenme kaygılarınızı fark edilir biçimde artırır. Bol su içtiğinize emin olun, kişisel temizliğinize önem verin. Uykunuza gereken önemi verin. Sağlıklı rutinler oluşturun ve bunlara bağlı kalın.


7- Kendinizi kimseyle kıyaslamayın. Sürekli kendinizi başkalarıyla kıyaslarsanız karşı tarafı üstün gördüğünüz durumlarda yetersizlik hisleri ayyuka çıkar. Bu da sizde hiçbir şeyi başaramayacakmışsınız gibi gerçek olmayan bir algı oluşturur. Kendinize bu kötülüğü yapmayın. Kıyaslama ile ilgili detaylı yazımı buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.


8- Başkalarının her söylediğine kulak asmayın. Kendi söylediklerinizi bile her zaman kontrol edemiyorken başkalarının söylediklerini nasıl kontrol edeceksiniz? Biri size hayallerinizin saçma ya da imkansız olduğunu söylüyorsa bu aslında kendi yetersizlik hissinin dışavurumudur, bunun sizinle ilgisi yok. Sizin aklınız size yeter, kendi değerlendirme kapasiteniz de öyle. Siz kendi doğrunuzun peşinden gidin. Herkesi mutlu edemeyeceğiniz gibi öncelikle kendi mutluluğunuzdan sorumlusunuz. Kaldı ki siz başkalarının her söylediğine kulak asmayıp kararlı bir şekilde yolunuza devam ettiğinizde insanların da daha az yorum yaptığını fark edeceksiniz.


9- Her zaman mükemmeli zorlamayın. Her zaman daha iyisi mümkün olduğundan aşırı mükemmeliyetçilik size bir türlü yeteri kadar iyi olmadığınızı düşündürür. Bu da hedefinizden sizi uzaklaştırır. Bu konuyu detaylı işlediğim yazımı buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.


10- Hedeflerinizi ara hedeflere bölmekten çekinmeyin. Biliyorum büyük hayalleriniz bir an önce gerçekleşsin istiyorsunuz ve daha azını düşünmek dahi istemiyorsunuz ancak bunları ara hedeflere bölmediğiniz sürece hem başarmak olduğundan daha zor görünecek hem de en ufak bir terslikte motivasyonunuzu kaybetmeniz çok kolaylaşacaktır. Ara hedefler koymak ise zannettiğinizin aksine esas hedefe ulaşmanızı hızlandırır. Mutluluk hormonlarının düzenli salgılanması açısından da ara hedefleri başarmak çok etkilidir. Böylelikle hem kendinizle gurur duyarsınız hem de motivasyonunuz her zaman yeterli seviyede kalır.


Kaygılardan uzak bir gün olsun :)


Comments


bottom of page